24 Ocak 2016 Pazar

KAR; HER DEM BEYAZ!!!


Bugünün, yani 28 dakika önce bitmiş olan günün dökümü;
Bu kışın ikinci karını gördük bugün, bir iki gün daha süreceği tahmin ediliyor. Kar beni çok etkiliyor. Anlatamayacağım kadar çok hem de.

Buralardan çokça sıkılmış, bir miktar bunalmış ve bu durumu dile getirmekten, hatta böyle hissediyor olmaktan bile çekinip utanmış bir haldeyken, nankörlük etmekten ölümüne korkarken bu hissiyatımın nankörlük olup olmadığını yıllardır tam çözememişken, kar buraları beyaza boyayıverir. Yalnızca kar, bu denli değişmesine vesile olabilir penceremdeki manzaranın.

11 yıldır bu bahçenin içinde bir binada, tam da aynı manzarayı sadece bir kaç metre farkla kadrajlayan 3 farklı pencerenin arkasında çalışıyorum. Ve tam 9 yıldır aynı bahçenin içindeki bu evde oturuyorum. Yarı açık cezaevim burası benim. Çooook konforlu, sıcak, temiz, güvenli, güzel bahçeli, fazlasıyla tanıdık simalarla dolu. Ama...

Amaaaa nedense bir türlü içine dair olamadığım, ait hissedemediğim, sık sık bağırarak kaçmak istediğim yer. Bir çoklarına göre bana -affedersiniz- "rahatın battığı" yer. Ama durum bu n'apalım! 
Ne bahar çiçekleri ne de itinayla biçilen çimlerimizin, o kadar sulanmaya rağmen bir kaç günlüğüne de olsa sararmayı başarmaları; caanım KAR kadar değiştiremez bahçemizi.

O bahçe ki; her dem yeşil ağaçlarla ve hatta her dem yeşil çalılarla dolu. Yani her dem yeşil, her dem her! Bu ağaçların arasında yaşamak biraz sinir bozucu benim için. Canlı değiller sanki, yapma çiçekler olur ya hani hiç solmaz, onun gibi sanki. Tabii şüphesiz, bunları yaratan Rabbimin bildiği var, böyle yaratılmalarının da bir sürü hikmeti var. Lakin bu ağaçların doğal yayılım alanları dağlar, tepeler diye biliyorum. Rakımın sıfır olduğu şehirler değil. Acaba derinden derine, dağ başında yaşıyormuş hissi mi uyandırıyor bu ağaçlar bende. Dolayısıyla da yalnızlık duygumu tetikliyor olabilirler mi? Ondan mı böyle taktım bu mübareklere nedir? Çünkü pikniğe falan gidince hiç de gözüme batmıyorlar, hatta ormanlıklara da bayılırım. Öyle yapay, fazlaca insan eli değip düzenlenmiş piknik yerlerindense ormanda gezmeyi, piknik yapmayı çok severim.

Velhasıl, buralar bambaşka yerlere dönüşür kar yağınca. O her dem yeşil serviler, çamlar, köknarlar birden beyaza boyanır. Demek ki her dem yeşil değilmişsiniz cicim! Kar yağdı mı renginiz değişirmiş demek. Sonra, yerlerdeki bordürler, kaldırım döşemeleri hepsi kaybolur. Çalılar desen dev pamuk topaklarına dönüşür. İşte bu yüzden  kar beni bu denli mest eder, alır götürür buralardan.

Elbette herkes gibi ben de çocukluktan kalma sepebsiz bir kar sevinci yaşarım ama bir de üstüne sıcacık evimin, kurulu düzenimin rahatını yaşarken buralardan uçup gitme lüksünü de hediye eder kar bana. 

Güya günün dökümünü yazacaktık. Döküle döküle kar döküldü benim satırlarıma da. İyi oldu iyi, yoksa satırlarım da "her dem yeşil"ler gibi hep aynı görünecekti.

KAR ah kar! İyi ki yağdın.
Hamdolsun seni yağdırana, beni böyle çocuklar gibi sevince boğup, tarifsiz duygular yaşatıp, bir de üstüne onları yazma isteğini bana verene.